Uyuduğum Yerden Bir Bakış 🙂

Dün tüm gün havaalanında kalarak tekrar Terminal filmini canlandırmış oldum. Gözüme kocaman görünen Atatürk Havalimanı aslında küçücük yermiş anladım. Bilmediğim, girmediğim, görmediğim yer kalmadı. Hatta cam bile sildim sıkıntıdan. Şaka maka 10 saat havaalanındaydım ya. İşte bu bir günlük İstanbul ve de mülakat sürecinde başıma gelenler ve yaşadıklarım 🙂 Okumasanızda uzunda gelse yazmazsam çatlarım 🙂

Geldim anasını satim sabahın köründe boeing ile buralara kadar. Ne oldu ama hiç. Biliyorsunuz zaten istanbula geliş sebebimi bilmeyenlerede söyleyeyim mülakatım vardı Efendim bugün saat 14.00 için mülakat randevum vardı zaten nerdeyse 3 saate yakın erken gelme durumum oldu. Tamam biliyorum tanıdık mekan ama işte ilk kez tek başıma geldim mülakat için İstanbul’lara. “Neden geldim İstanbula” şarkısını söyleyip durdum zaten 😀 Neyse 2 saat falan kala bir kız geldi yanıma hemşeri çıktık sordu işte “Efenim kabin memurluğu için sınav nerde” dedim “Valla bende bilmiyorum ok ile göstermişler şuraya doğru diye ama bilmiyorum yani” diye. Zaten Adana gibi bir memleketten gelmişsin kışın bile 10 derecenin altını görmez ilk baharda 9 derece olan bir yere e birde sigara kullanıyorsan vay haline benim gibi soğuktan k*çım dondu resmen. Neyse efendim ben dışarda sigara aşkına bekledim 1 saat kadar sonra bekleme yerine gitmeye karar verdim baktım bizim hemşerilerde bekliyor geçtim yanlarına oturdum. En güzel zamanlar onlardı. Yani belki mülakatı geçemedim ama en azından arkadaş kazandım bir sürü 😀 Neyse işte sohbet ediyoruz kulağımıza gelen mülakat sorularını falan konuşuyoruz kendi çapımızda yorumlar getiriyoruz, durmadan sisteme küfürler ediyoruz vs. Diyoruz işte “Acaba saçımızı toplasak mı?”, “Biraz daha mı makyaj yapsaydık?”, “Ayyyy şunun tipine bak” -mini etekleri giymiş konuşmaktan yoksun bir sürü salak kız vardı o da ayrı-. Ama bana malzeme tabikide 😀 Birde ben bazı şeyler anlatıyorum ağızları açık dinliyorlar. Bu kadar mı kültür seviyeleri düşük olur(Ya da bu tamamen benim geçemememle alakalı bulduğum mazeretler çünkü şuan diyorum anam ben böyle salaklarla çalışamazdım) Zaten bu gidişle bu şirket eleman alamaz 😀 Reklamı olur diye söylemiyorum şirket adını telif hakkı falan var muhahaha ne kadar ciddi bir müesese bu blog olayı yahu 😀 Nerde kalmıştım. Hııı tam benim randevu vaktim geliyor işte kızın biri geldi dedi ki ” Soyuyolar sizi bakıyolar vücudunuza dövme falan var mı diye” Yuh anam dedim ne oluyor ben soyunmam bana ne. Dövmeklerim var tamamda hani(yani kafadan elendim) olmasada soyunmazdım zaten 🙂 Teşircimiyim ben(tabi bu tamamen benim savunmam maksat fazlalıkları görüpte korkmasınlar 🙂 ) Bana arka çıkan bir kaç teyzede oldu tabi “Olur mu öyle şey” diye dedim “Yürü be teyze kim tutar seni”. Neyse kendimizi kurbanlık koyun gibi hissederken ( bu arada ben annemi aradım anne ben geliyorum dövmelileri almıyorlarmış) Annemde dedi “Hayır sen gir onlar sana desin başkasının lafına inanma” bu arada da sövüyor tabi bana “Ben sana demedim mi yaptırma diye” falan ayrı bir sinirimi bozuyor. Neyse “Tamam beeee” diye bir “heheyyyyt” çektim neyse bizim kasap geldi. “Saat ikide randevusu olanlar gelin bakim” gittik bizde aldı bizi götürdü. Telefonlar kapandı kimse kimseyle konuşmayacak dendi(sınavda değiliz ha sadece sıramızı bekliyoruz işlem tamamlamak için) Neyse işte gittik kaydımızı yaptırdık şipşak fotomuzu çektirdik boy-kilo için girdik. Bana dediler “sağ paçanı dizine kadar sıyır” neyse garipsememe rağmen sıyırdım. Yani neden sol değil sağ ya da neden ikiside değil 🙂 Sonra dediler “Dövmen var mı?” “Var” dedim. İçlerinden en uyuzu dedi “Tamam gidebilirsin”. Höynk dedim ne oluyor eyvallah byebye. Sonra diğeri en iyileri oydu “Sildirmeyi düşünüyorsan boyunu ölçelim sildireceğine dair imza atarsın””Ttamam” dedim bende ama içim kıyıldı sildirmek istemiyorum aslında diye. Neyse ölçüm için çıktık şak acı gerçek nerden 1.60 sın kızım. 1.57 işte. Kadın dedi “Sildirmene gerek kalmadı” 🙂 Oh be dedim. Sırf bu nedenden de geçemediğime üzülmüyorum 🙂 Neyse işte ordan geldim ana bina havaalanına uçağım 23.35 te ben bekliyorum 3 ten beri şuan saat 16.56 yazıyı bitiriyorum. Evet kokpitte yazıyorum şuan bunu bir yandan biramı yudumlayıp bir yandan da arjantin shinitzelimi yerken 🙂 Ama bırakında yiyim yani kaç aydır diyet yapıcam diye canım çıktı kepeklendim valla 🙂
Editliyorum kokpitten çıktından sonra yaşadıklarımıda anlatayım. Uyuyacak yer bakıyordum kendime. Aslında gözüme bir yer kestirmiştim 106 ile 107 kapısının arasındaki koltuklar. Ama ben kalkıncaya kadar doldu orası. Neyse bende başka yere gittim yaklaşık bir saat falan uyudum orda sonra orasıda doldu kalktım gözüme kesitirdiğim kapıya gittim. Oh mis tenha bir yer yine vurdum kafayı yattım bir saat. Bir kaç yer değiştirdim böyle. Sonra tekrar aynı yere döndüm. Size o koltuklarda yatmanın 5 şeklini gösterebilirim şuan 😀 Bu arad da benim yattığımı gören geldi yatmaya başladı. Biranda bir baktım yatakhaneye dönmüş benim mekan. Neyse sıkıldım bir baktım amcanın biri camları siliyor. Dedim “Amca çok sıkıldım bir el atabilirmiyim?” önce bir dumur oldu bu sonra aldım elime bezi sildim birazcık “Sağol”dedim amcaya. Eminim yasaktır böyle birşey ama halime acı heralde verdi bezi elime. Yani ben Tom Hanks gibi sıva falan yapmadım ancak cam sildim yani. Bir de biletimi değiştirebilir miyim diye numara alıp beklerken çinli bir kaç turist makinaya baya hor davranıyordu birde onlara yardım ettim. Dedim “Hop! take it easy mannnn!!!” 🙂 Neyse zamanı geldi benim kapı numarası belli oldu. Kapıya doğru giderken dedim bir lavaboya gidim. Aşağıya indim alman bir kız”Pardon” dedi ” Almancımısınız sizde” dedim ne alaka içimden almancıya mı benziyorum neyse. ” yok değilim birşey mi oldu?” İşte dedi “ben geldim ama kimse yok kapının burda kaybolmaktan korkuyorum senle takılabilir miyim?” “Peki” dedim “takıl bana hayatını yaşa”. Neyse başladı  bu anlatmaya bir hafta önce 18ine girmiş. Nişanlısı varmış bunun türk genci ailesi bu zamana kadar karşı çıkmıyormuş ancak şimdi yok demiş evlenemezsini. Buda Körl den atlamış gecenin bir vakti pasaportunu almış istanbula uçmuş burdan da Adana’ya nişanlısı orda karşılayacakmış ordanda Maraşa gideceklermiş. Vay be dedim hep filimlerde olur görüyormusun yakından görmüş oldum. Neyse işte mutlu sona bir kala. Uçağa bindim yastığımı istedim uyandığımda memleketimdeydim.
İşte başımdan geçenler oh be anlattımda rahatladım yani. Eğer sonuna kadar okuduysanız çok sağolun valla. Çenesizliğime katlandınız 🙂