Bu aralar çekik gözlüler taraflarına adımımı ilk attığım japon yapımlarına sardım. Niyeyse Güney Koreden uzaklaşma var. Neyse olsun bu taraflardan da izleyip beğendiğim şeyleri paylaşmam lazım zaten öyle değil mi?

Aslında pek dizi tanıtmazdımda bu aralar niyeyse birden dizi aşkım körüklendi. Ayrıca yeni birşeyler izleyemediğim için eski defterleri açıyorum. Neyse efendim bugün size tanıtacağım dizinin adı “Innocent Love”. Kısacık bir dizi 10 bölümden oluşuyor. Oyuncu kadrosuda güzel. Konuda güzel. Önce kimler oynuyor onu söyleyeyim. Horikita Maki, Kitagawa Yujin, Kashii Yu ve de Narimiya Hiroki.

Konusuna gelince. Dizi günümüzden 7 yıl öncesinde başlıyor. Anne ve babasını yangında kaybetmiş iki çocuk. Kanon ve Yoji. Yoji yani büyük kardeş (abi) bu yangından sorumlu tutulur. Suçunuda itiraf eder ve tutuklanır. Kardeşi Kanonda bir katilin hatta anne ve baba katilinin kardeşi olduğu için kasabada hoş görülmez. Çalışmasını istemezler, sürekli arkasından laflar ederler. Anlayacağınız kızımız, zavallı hiç bir şekilde rahat bir hayat süremez. Ancak abisi suçunu kabul etmiş olsa bile o abisinin masumiyetine inanır. Sürekli ziyaretine gider. Ancak bir gün bunlara dayanamaz ve şehre gitmeye karar verir. Her ne kadar abisi ile eskisi gibi görüşemeyecek olsa daha abisininde isteği ile alır başını gider. Şehre geldiğinde ise bu sefer bambaşka olaylar yakasına yapışır.

Bir şirkete girer. Temizlikçi olarak çalışmaya başlar. Bir gün temizlikçi olarak çalıştığı, klisede çocuk korosunu çalıştıran ayrıca bir barda piyona çalan Nagasaki Junya’nın evindedir. Kızımız sürekli mutlu olan, gülümseyen insan fotoğrafları çeker. İşte Junya’nın evindede bir fotoğraf bulur onun gülümsediği. Tam albümden alıp cebe atacakken Junya bunu yakalar. Ancak kızacağı yerde kıza acıdığından olsa gerek “Onu alamazsın o benim için özel bir fotoğraf. Onun yerine beraber bir tane çekinelim” der. Kız bu davranışından çok etkilenir. Ancak Kanon’un dikkatini başka birşey çeker. Daima kilitli bir kapı vardır evde. Junya ve arkadaşı Segawa Subaru dışında kimse girmiyordur. Aslında herşey o kapının açılıp içeride ne olduğu anlaşıldıktan sonra başlar. Eski yalanlar, yeni anlaşılanlar, eski aşklar, yeni aşklar, aldatmalar, ve tabiki de ortaya çıkan gerçekler.

Dizi böyle bir konuya sahipken Horikita Maki’nin masumane oyunculuğuyla gerçekten adını haketmiş. Benim sıkılmadan, sonuna kadar heyecanla izlediğim bir diziydi. Size burda izlediğim Japonya semalarından güzel yapımları önünüze seriyorum. İlginizi çektiyse bir bakın derim. Pişman olmazsınız. Bu diziler gerçekten güzel yani. Şimdiden iyi seyirler.

Bu arada fark ettim ki hep Utada Hikaru’nun başlangıç müziklerini yaptığı dizileri çok beğeniyorum 😀 Bu dizininde opening parçası onun. Eternally-Utada Hikaru 🙂 Buda girişi buyrun izleyin sarmazsa izlemeyin 😀