Bu aralar eskisi gibi animelere bakamıyorum diye yakındığım dönemi aşıp, kendimi kolluksuz tekrar anime ve mangaların içine attım. Ongoing mangalardan nefret ettiğim bir gerçek ancak önüme en güzellerini koyup sonra “hala devam ediyor” demek bir çocuğun önünde en güzel çikolataları, şekerleri yiyip dişin çürük sen yiyemezsin demek gibi birşey. Ya da dişinin çürük olduğunu bile bile yedirip ağrıdan geberesini kahkalarla izlemek gibi. Fazla acımasız oldu dimi 😀
Neyse ongoinglerden bahsetmeyeceğim neyseki ben bugün size 😀 Ben o kadar kötü bir insan değilim -dermişimmm-
İlk olarak mangadan bahsedeyim. Adult, Comedy, Drama, Mature, Romance, Shoujo, Smut türlerini içinde barındıran “Love Celeb” Shinjo Mayu’nun elinden çıkma bir manga. Birçok mangası “Hot” olan bu hatunun çizimlerini çok sevdim. ayrıca shoujo’nunda hakkını çok iyi veriyor. Neyse gelelim “Love Celeb” a. Nakazono Kirara Pop Idol olamayı kafasına koymuş bir kız. Bu zamana kadar hep iki üç saniyelik rollerde oynamış. Ancak öyle bir menajeri var ki – kendisi 2 numaralı adamım- kızımızı idol yapmaya yemin içmiş 😀 Bir gün Kirara’ya derki “Hala bakiresin değil mi?” Şaşıran kızmız evet der ve sonrasında menajer Hanamaki ” Ünlü olmak istiyor musun? Eğer öyleyse git ve birşeyler yap” diyip bunu bir kapıdan içeri atar. kızmızın düştüğü yer medya arkası, kadın oyuncuların ya da olmak isteyenlerin bedenleri ile rolleri kaptıkları toplanma yeri gibi bir yerdir 🙂 Bizimkisi neye uğradığını şaşırır, dumur olur. Biri tam üzerine atlamış, bizimkisi çığlıklar içinde Hanamakiye söverken (tamamen benim yorumum. eminim içinden sövüyordur 😀 ) Gümüş saçlı prens imdadına yetişir. Bizimkisi gönlünü daha ilk dakika kaptırır gibi olur ancak bu gümüş saçlı yakışıklının bir “Virgin Killer” olduğunu bilmemektedir. Sonrasında olan olaylar gerçekten komik. Özelliklede Gin karakteri beni çok eğlendirdi 😀 Öyle işte ne olacaksa bu ikisinin tanışmasından sonra başlar.
Vik vik salak kız rolünde Kirara, çakal insan rolünde Menajer Hanamaki, asi, sert görünümlü, gönül çalan ancak küçük bir çocuğu anımsatan bazı tavırlarla tahtını gönüllerde yapan insan rolünde ise Ginzou nam-ı diğer Gin bulunmakta. 7 vol , 37 chapter dan oluşan birde ekstrası bulunan completed mangayı bakalım siz nasıl bulacaksınız. Burdan okuyabilirsiniz. + sından 18 dir. Sonra uyarmadı demeyin 😉
Animeye gelirsek eğer. İşte ismi geliyor… La Corda D’Oro italyanca bir sıfat tamlaması 🙂 ( Dilbilgim süperdir 🙂 ) Altın Bağ olarak çevrilebileceğini düşünüyorum 😀 Animeyi düşününcede mantıklı geliyor. Neyse Bir lise düşünün. İki binadan oluşuyor. Bir binada müzik öğrencileri diğer binada ise düz liseliler (bizim buraların tabiri onlar normal lise derler heralde) İşte okulun ilk açıldığı gün esas kızmız Hino Kahoko (galiba buydu adı. Unutkanımdır da anlayış gösterin) geç kalır. Ancak bu geç kalış iyi bir şeye vesile olmasın mı? Zamanında okulun kurucusuna hayatını kurtardığı için okulu müzik ile kutsayacağına dair söz vermiş bir peri ile karşılalır. Sevgili müzik perisi Lili. İşte bu perimiz kendisini gören bu normal lise öğrencisinin eline büyülü bir keman tutuşturur ve onu müsabakaya sokar. Tam karşılamıyor heralde bu sözcük ama işte animede “concour” olarak geçiyor. Neyse uzun zamandır yapılmamış böyle birşey. Herkes çanların sesini duyunca bir heycanlanıyor falan. İşte bizim kız, hepsi birbirinden farklı, içinde değişik duygular besleyen, gerçek kişiliğini saklayan vs vakalar (müzik öğrencileri) ile giriveriyor bu müsabakaya. İşte zaman ilerledikçe kızın diğerlerini nasıl etkilediğini, diğerlerinden kızımızın nasıl etkilendiğini görüyoruz ve en güzelide tüm bunların yanında, Chopin, Bach, Beethoven gibi sanatçıların eserlerini, piano, keman, çello, yan flüt, trompet ve klarnet gibi birbirinden güzel enstrümanlardan dinliyoruz. E tabi birazcıkta aşk ekelemişler o da cabası 😉
Ben izlerken inanılmaz zevk aldım. Tekrar elektromu elime alasım geldi ya da klavyemin başına geçesim. Tavsiye ederim sanat , müzik kokan bir anime. Buyrun burdan izleyebilirsiniz. Haa birde Ongoing mangası var. Yarabbim ne yapiciğim ben 😀